Türk Sinemasının En İyi Romantik Filmleri

Gelmiş geçmiş en iyi romantik filmlerin olmazsa olmazı bu film klasikleşmiş kült bir film olmuştur. Titanik filmi bir gemi seyahatinde olan birbirinden sınıf olarak çok farklı iki kişinin yaşadığı muhteşem bir aşkı ve hüzünlü bir sonu ele almaktadır. Gösterime giriş tarihi: 18 Aralık 1997Yönetmen: James CameronFilm müziğinin bestecisi: James HornerFilm müziği: My Heart Will Go OnOyuncular: Leonardo DiCaprio, Kate Winslet, Billy Zane, Bill Paxton, Kathy Bates

Çıktığı dönemlerde oldukça fazla bir şekilde ses getirmiş olan film aşkı hiç tatmamış bir adamı anlatmaktadır. Alper, lüks yaşamayı seven ve işinde oldukça başarılı bir erkektir ama buna nazaran özel yaşamı pek düzenli değildir. Hayattan neredeyse hiçbir beklentisi olmayan adamın en büyük tutkusu eski plaklar dinlemektedir. Ada ise Taksim’de çocuk kostümleri diken ve Alper’e göre bir o kadar mütevazı olan, hayat dolu ve sosyal ilişkileri oldukça kuvvetli olan bir kadındır. Bir gün yolları kesişir, aşk ve dram ile bütünleşmiş bir hayat onları içine alır.Gösterime giriş tarihi: 7 Kasım 2008 (Türkiye)Yö

Bütün hayatını öğrencilerine adamış bu uğurda her şeyinden vazgeçmiş bir öğretmenin, emekliliğini beklerken taksicilik yapmasıyla başlayan bir adamın hikayesiyle başlamaktadır film. Bir gün taksisine pavyonda çalışan ve eski kocasından kaçan bir kadın biner. İstanbul’a yeniden alışmakta zorluk çeken adam bu kadına ve küçük kızına sahip çıkmasıyla gelişen olayları anlatan bir filmdir. Yavuz Tuğrul’un eşkıya filminden 8 yıl sonra çektiği ilk filmdir. Ayrıca yine Şener Şen’in oynaması da filmin tadını apayrı bir boyuta getirmektedir. Gösterime giriş tarihi: 7 Ocak 2005 (Türkiye)Yönetmen: Yavuz TurgulFilm müziğinin best

Selvi boylum al yazmalım filmi, Türk sinemasının başyapıtlarından biri olarak sayılmaktadır. 1977 yılında çekilmiş olan bu film, gerçek sevgi, aşk ve hüznü bizlere öyle imrenilecek bir şekilde geçiriyor ki içinizin en derinlerinde hissedebiliyorsunuz o duyguları. Asıl anlatılmak istenilen ise sevgi mo yoksa emek mi daha önemlidir üzerinedir. Sovyet yazarı Aytmatov’un Kırmızı Eşarp adlı romanından uyarlanılan film, kamyon şoförü İlyas, İstanbul’dan Asya’nın olduğu köye gelir ve büyük bir aşk ile evlenirler. Kamyon şoförü olduğu için İlyas sürekli yollara çıkar ve bir gün eve gelmeyip Asya’yı aldatı

Film AİDS hastalığına oldukça dikkat çekmektedir. Televizyon için skeç yazarı olan Metin’in en büyük isteği yazdığı senaryolardan birinin filminin çekilmesidir ama sürekli yapımcılar tarafından reddedilmektedir. Yine reddedildiği bir günün akşamına bara giden Metin, o gün Duygu ile tanışır. Oldukça sarhoş olan bu kıza, Metin evini açar. Fakat ertesi sabah uyandığında kızı değil, sadece ufak bir not bulur. Aradan biraz daha zaman geçtikten sonra Metin yeniden barda Duygu ile karşılaşır. Bu günden sonra birlikte vakit geçirirler ama Duygu sürekli sadece not bırakarak ortadan kaybolur. Metin, Duygunun sırrını öğrenmek ister. Aşkın

Ailesinden kalan restoranı elinde tutmak için mücadele eden Ali ve bir gün minik kasabalarına gizemli bir şekilde gelen Deniz’in hikayesini anlatan bu filmde, herkes onların aşklarına tanıklık etmektedir.  Büyük bir aşka tanıktık ederken, Deniz’in geçmişinden gelenler ise ne Deniz’e ne de onun bu güzel aşkına rahat vermemektedir. Başrolü iki başarılı oyuncu olan Burak Özçivit ve Fahriye Evcen paylaşmaktadır, Bedia Ceylan Güzelce senaryosunu yazmıştır. Yayın tarihi: 22 Ocak 2015 (Almanya)Yönetmen: A. Taner ElhanFilm müziğinin bestecisi: Fahir AtakoğluTür: Dram, RomantikOyuncular: Fahriye Evcen, Burak Özçivit, Yavuz Bingöl,

Kalbi kırık bir kızın başından geçen ayrılık sonrasında baba evine dönmesiyle, çocukluk döneminden beri babasıyla aralarında olan sorunları çözmeye çalışır. Bu arada da başına eşsiz bir karşılaşma gelir. Karşılaştığı adam küçük yaşlarından beri oldukça şansız ve yetimhane de büyümüş biridir. Hayatı boyunca evim diyebileceği hiçbir yeri olmayan bir adamdır.  Bu karşılaşmayla kızımızın yaraları sarılırken, adam ise hayatında ilk defa bir yere, birine ait hisseder. Fakat bu güzel hikayenin bu şekilde devam etmesini engelleyen bir sürü olay gelir başlarına.Gösterime giriş tarihi: 2 Kasım 2012 (Türkiye)Yönetmen: Özcan

Konuşmadan anlaşmak mümkün müdür sorusana yanıt arayan ve hatta bulduğu düşünülen bu film, oldukça kalabalık bir parti ortamında Zeynep ve Onur’un karşılaşmasıyla başlar. Zeynep günün sonunda Onur’un aslında işitme engelli olduğunu fark eder. Fakat bu durum Zeynep’in Onur’dan soğumasından çok daha da bağlanmasına neden olur. Zeynep iş ve aile konusunda birçok sorun yaşamaktadır. Bu hiç bilmediği bir dünyayı yaşayan Onur’un hayatını daha da merak etmesini sağlar. İş konusunda en sonunda bir çağrı merkezinde oldukça zor koşullarda çalışmaya başlayan Zeynep, bütün gün tanımadığı birçok insanla k

Alışılmış Türk filmi senaryolarının dışında bir film bize sunacağı söylenilen bu film, bipolar bozukluğu hastalığına da dikkat çekmektedir. Üniversite öğrencisi olan Barış, hobi olarak müzik yapmayı ve hayatının tadını oldukça fazla çıkarmayı sevmektedir. Füsun da bir üniversite öğrencisidir ve mezun olduğunda Amerika’da master yapmak ister. Barış, Füsun’u ilk gördüğü anda tutulur. Hissettiği şeyleri daha önce hiç hissetmemiş olan Barış, ismini bile bilmediği bu kadınla tanışmak ister ve tanışır da. Füsun’u aşka ikna eder ve evlenirler. Fakat bu güzel masal bir gün bozulur. Sevdiği erkeği artık tanıyamayan Füsun

Oldukça farklı konusuyla, filmin sonunda hayretler içerisinde kalacağınız bu film küçük bir kasaba da yaşayan çok sıkılan ve ailesiyle sorunlar yaşayan kızın, artık bir şeylerin değişmesini oldukça içten bir şekilde istemesi ve sonra hiç bilmediği birçok gerçeği öğrenmesiyle film daha da ilginç bir hal almaktadır. Annesiyle arası tam olarak hiçbir zaman iyi olamayan Çiçek, kısa bir süreliğine okullarına gelen edebiyat öğretmenine karşı çok büyük bir ilgi duymaktadır. Doğan ise bu yasak aşkın peşinden bir türlü kurtulamazken, bir ailenin kaderinin kökünden değişmesine neden olacaktır. Başrol

Aşk tesadüfleri sever filmi, insanı gerçekten çok güzel tesadüflerin olabileceği ve ruh eşimizin çokta uzakta olmadığını bizlere hissettiren bir film. Doğuştan kalp yetmezliği olan bir adamın çocukluk aşkının çok uzun yıllar sonra tesadüfen karşına çıkmasıyla gelişen olayları bizlere anlatan bu filmde, hem geçmişte yaşanılanları, hem de günümüz zamanında yaşadıklarına şahit oluyoruz. Her an, her şeyin mümkün olabileceğine, aslında hayatınızın aşkı ile aynı yerden geçmiş, aynı yerde birbirinizden habersiz yemek yiyor bile olabileceğinizi göstermektedir. İnsanı histen hisse sürmeyi çok güzel başaran bir film olan aşk tesa